11 Mayıs 2012 Cuma

Resim Okumaları I



     Bloğumda resim okumaları da yapmaya karar verdim zira benim ilgi alanlarımın temel unsurlarından birisi bu. Okuldaki Sanat Tarihi derslerinde keşfettim yapıt okumanın ilgimi çektiğini, baktığım, gördüğüm şeyin daha da ötesine gitme isteğimi. Üstün körü anlattı hep hocalarım resimleri, şu teknikle yapılmıştır, sanat tarihindeki yeri şudur, kendinden sonraki resim tarihini şöyle etkilemiştir vb.. Hepi topu on onbeş cümleyi geçmiyordu tüm bu bilgiler. Sınavda işe yarayacak,  öznesi hakkında ulu orta bir fikir edinecek kadar ortalama, sıkıştırılmış hap bilgiler.. Ben daha fazlasını istedim.

        Av Resimlerinde Ölü Hayvan Bedenlerinden Kadın Bedenlerine Geçiş Üzerine..

     Bu resimlerde hayvanların öldürülmesini meşrulaştırmak için insanın karın doyurma ihtiyacına nadiren gönderme yapılıyor. Avcılık bu resimlerde lüzumsuz, keyfi ve sportif bir faaliyet olarak gösteriliyor. Av hayvanları özenle çiziliyor ve seyirci-sahip için imge bir iktidar fantezisini temsil eder hale getiriliyor. Avcılık o zamanlardan beri sıkı denetlemelere tabi (mevsim, alet, saat, günlük limit, özellikle de toplumsal sınıf vb.). Avlanmak her zaman soylulara tanınan bir ayrıcalık. 
     Mesela Hollanda' da av resmi, ekonomisinin zenginleşmesinin de etkisiyle 1650'lerden sonra popülerleşiyor. Ama yine de avlanma hakkı çok az kişide var. Artık çoğalan burjuva sınıfı bile bu ayrıcalıktan yararlanamıyor. Hala sayılı aristokratlar bu hakka sahip. Avlanma en yüksek toplumsal prestijin göstergesi olduğu için, burjuvalar avlanamasalar da devasa av resimleriyle bu açığı kapatır hale geliyorlar.
    Bu türün önemli isimlerinden birisi Jan Weenix. Bu zat-ı muhterem ağırlıklı olarak burjuvaların siparişi üzerine 5-6 metrelik devasa av manzaraları resimleri yapıyor. Aşağıdaki resim en ünlü eseri, onun üzerinden anlatayım.




      Bu resim 5-6 fit boyunda. Kuğu, avlanması o dönemde en sıkı kurallara bağlı olan kuşlardan. Zarafeti ve güzelliğiyle aristokrasiyi yansıtıyormuş o dönem. Buradaki ölü kuğu, hakkından gelinen düşman metaforu.  Weenix'in kuğusu yenmek için değil ayrıcalıklı avcının kimliğini teyit eden bir gösteri olması için öldürülmüş. Kuğu burada özellikle bembeyaz çizilmiş ve ışığı patlatılmış, resimdeki diğer herşey de vurguyu daha çok kuğuda bırakmak için koyu çizilmiş. Arkadaki mimari unsur da resmin sahibinin statüsünü gösteren başlıca unsur (genelde kraliyet aile üyelerinin portrelerinde kullanılır sütundaki bu desen). Bu arada sütunun dikeyliği eril bir fallisizm göstergesi olarak yorumlanıyor. Kuğunun kadınsılaştırılmış kıvrımları  da bu erilliğin tam karşıtı olarak alt edilen dişi görüntüsü veriyor.  
   Weenix'in resimleri düşmana karşı atılan bir zafer narası gibi. İmgedeki asıl tema ötekinin ölümü ve dolayısıyla da benliğin nihai kutsanması.. Ayrıca çok kibirli bir görseliği var.



    Bu av resmi Jan Fyt'ın. Buradaki başat av erkek geyik.  O dönem erkek geyiğin prestiji kuğununkini bile aşıyordu. Bu resim direk katliamı değerli kılıyor. Karnı deşilmiş erkek geyik erilliğin iktidarsızlaştırılmasının ve burnunun sürtülmesinin görsel bir resmi olarak cinsel organları gözler önünde serilecek şekilde çizilmiş. Normalde hızla kaçmasını sağlayan arka ayağı da kırılmış ve sarkmış zayıf görüntüsüyle bu durum iyice pekiştirilmiş. Ortama sokulan  kumaş da yine aristokratların portrelerinde kullanılan türden. Kumaşla resmin sahibi aristokrata ve o dönemde çok yaygın olan teatral idam gösterilerine bir gönderme yapılıyor. Geyiğin etrafına günlük av limitinin el verdiği kadar vurulmuş bir sürü başka kuş ve memeli eklenmiş. Bu resim doğanın cömertliğine değil, öldürmekten haz duyan bir seyirci kitlesine yapılmış.

           Av resimlerinin gelişim serüveni böyle. Bu dönem av resimleri hem  ayrıcalık güç ve statü göstergesi olarak kullanıldığı için faşizan, hem de yüksek toplumsal statü gerektiren bu öldürme eylemini bir erkeğin yapması, sarayının duvarına asarak etkilemek istediği grubun da erkek olması, resimlerde öldürülen hayvanların dişilliği simgelemesi bakımından da cinsiyetçi! Neyse ki resim tarihi "Dadaizm" gibi herşeyi tersten okuyan, yıkıp parçalayan akımlar da büyüterek kendini temize çekmiş.
İşte size resmin cinsiyetçi tarihinden iki örnek;    



   İlki Landseer'in. Prens Albert ve karısı çizilmiş bu resimde. Etraftaki kanı henüz kurumamış nadide av hayvanları ve ve prensin kapattığı karısı prensin gücünü pekiştiren imgeler olarak sunulmuş. Prens gerçek oran orantı kurallarını yerle yeksan eder şekilde ayağa kalksa karısının iki katı olacak büyüklükte ve tam cepheden çizilmiş. Bakışımız adama yöneldiğinde arkasındaki açık ton içimizi rahatlatıyor ve bizi ister istemez yine kraliyetin gücünü simgeleyen geniş ufuklu bahçeye yöneltiyor. Oysa kadına baktığımızda arkadaki koyuluk ve "sınırlılık" bakışımızı ister istemez tekrar adama doğru yöneltiyor.  Ressamlar bakışın yönünü direk yönetecek , yönlendirecek ve istenilen yerde sabitleyecek şekilde yaparlar  çalışmalarını. Kadının elbisesi sadakat ve masumiyet göstergesi olarak beyaza boyanmış. 

       Gördüğünüz gibi sade av resimleri zamanla konusunu; resme sahip olan erkekler de erk kurduğu unsurları çeşitlendiriyor. Artık av resimlerine evlilik kurumu, eş, çocuk,  sahip olunan topraklar da giriyor. Bir kitapta bununla ilgili çok kült bir örnek görmüştüm (fotoğrafını bulamadım nette). Mesajının kütlüğüne de çok gülmüştüm. Resim bir evlilik resmi, karı ve koca karşılıklı poz vermişler ressama ve bize. Adamın kafasının arkasında sonsuz ferah bir manzara, kadının  kafasının üstünde ise kafeste bir kuş var! Bu kadar gözümüze sokulabilirdi yani mesaj!

       O dönem resimlerinde o kadar seksistki kadının resmedilişi. Mesela kadının ayakta olduğu resim neredeyse yok, hep kadınlar resmin alt tarafında (üst taraflar iktidar sahibi erkeklere ait), çıplak uzanmış ve bakan erkeğin şehevi duygularını kışkırtmaya yönelik resmedilmiş




        Bayağı  ünlü bir resim bu. Resmin ismi Köle Pazarı . Ressamı Gerome, oryantalist bir ressam. Doğunun egzotikliğini ve dişiliğini renklerle  ve batılı erkeğin her türlü cinsel fantezisine açık bir şekilde teslim olmuş köle kadınların çizimiyle vermiş. Bu resimde köleliğe dair bir eleştiriye falan rastlamıyoruz zaten. Köle kadın erkeklerin tüm o kalabalık giyinikliğine tezat oluşturacak şekilde çıplak ve sanki bir at gibi dişlerinin kontrol edilmesinden zevk duyar gibi (ki buradaki cinsel göndermeler gayet açık, adamın eli erkek cinsel organı gibi resmedilmiş) başını hafifçe yana atmış.
      Aslında sanat tarihinde Oryantalizm ayrı bir başlıkta incelenecek kadar önemli. Ve tabi kadın bedeninin sanat tarihindeki serüveni de.. O zaman başka resim okumalarında görüşmek üzere.. 
         

2 yorum:

  1. Weenix'in kuğusu bana ilk bakışta Leda mitolojisini anımsattı. Bilmiyorum bir bağlantısı olabilir mi (o dönem ressamlarını düşünürsek mutlaka vardır), ama Zeus'un Leda'yı kandırmak için bir kuğu kılığına girdiğini düşünürsek ve Zeus'u da eril/baba/kral güçle özdeşleştirirsek bu kuğu avı erilliğin öldürülüşü de olabilir. Arkadaki sütundaki sahne bir çeşit Dionysiak veya Panik sahne gibi göründü bana, ve Dionysos'un da kadınsı özellikleri olduğu unutulmamalı burada...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Leda ile bağlantısı kesin gibi. Ama Zeus'un kuğu kılığına girmesi ile ilişkisini biraz düşünmek lazım galiba. En azından direk fark edip kolay yoldan yorumlayabileceğimiz bir gönderme olmaz eğer varsa böyle bir alt metin. Aslında varsa, daha komplike bir alt metinle karşı karşıyayız demektir. Bunu da basit cinsiyetçi göndermelere yeğlerim tabi. Öyle olduğunu umalım ve bu konuda biraz daha düşünelim o zaman.

      Sil