3 Mayıs 2012 Perşembe

Ve Gelir Karahindiba Mevsimi..

                                            Çocukluğumun büyülü bitkisi.



       Küçükken biz çocuklar arasında "Pissik"ti adı. Ne güzel kendine ait bir dili var çocukluğun.




      Sonra büyüklerin ona "Kedi Lalesi" dediklerini öğrendim. Büyüklerin de kendilerine ait bir dilleri olduğunu, nesnelere biz küçüklerden çok daha farklı isimler verdiklerini fark edecek kadar büyümüştüm artık.



     Sonra sonra aslında adının "karahindiba" olduğunu öğrendim. Artık yetişkindim ve 'yöresel dil' diye birşey olduğunu, bu güne kadar bir çok nesneyi bu dille tanımladığımı, oysa artık üniversiteli kent insanı olduğumu ve burada insanların nesnelere çok daha farklı isimler verdiğini fark ettim.



      Neyse ki bu yaşların da kendine has güzellikleri var. Mesela bir bitkiye bir çok isimle seslenebiliyorum, her isim benim geçmişim, bir dönemim. Hem artık fotoğraf makinam var, her mevsim çekiyorum, biriktiriyorum. Bir de ben vazgeçmedim hala her gördüğümde dileğim gerçek olsun diye birini koparıp bütün tüycüklerini tek nefeste uçurmaya çalışmaktan.

3 yorum:

  1. Biz de 'şeytan tüyü' derdik küçükken. Üflediğinde uçuşurdu bütün tüyleri. Karahindiba olduğunu şimdi öğreniyorum ben de...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte değişik bir isim daha.. Gerçekten zengin bir dilimiz var galiba.

      Sil
  2. Hatmi, horoz çiçeği, gülfatma, gülhatmi, fatmagül, devegülü, sabunduruk otu, deve çiçeği...
    Hani şu bildiğin, çiçeklerini alnımıza yapıştırdığımız horoz çiçeği işte:) Bence onun da fotoğrafını çekmelisin. Mutfak penceresinin önünde var bir tane.

    YanıtlaSil