
Sonunda arkadaşlarımın, her gittiğimde iştahımı açan bol kitaplı evine fotoğraf makinemle tekrar dalabildim. O tozlu kitaplar her gittiğimde okumak için gözlerimi, fotoğraflarını çekmem için de parmaklarımı kaşındırıyordu. Artık işin okuma kısmını bayılarak aldığım yeni kindle'mda yapacağıma göre; bana bir süre (fotoğraflarıma konuk olma fedakarlığını gösteren arkadaşlarımla birlikte)sadece modellik yapabilirler.

Kitapla ilgili hatırladığım ilk şey çevremdeki birçok insanın tedirgin bir telaşla onları toprak altına gömmeleri. Kitap öyle birşeydi ki, gücü öyle büyüktü ki, sende bulunduğunda hayatının önemli bir kısmını hapiste geçirebilirdin. O karanlık Eylül'deki aceleci ve endişeli insanlar harika bir yöntem bulmuşlar bence. Sözcükleri gömmüşler ki topraka, can bulsun, yeşersin.. Çevrenizdeki ağaçlara iyi bakın. Belki de köklerini nemli bir kitap besledi. Yeterince dikkatli bakarsanız yapraklarına okuyabilirsiniz karanlıkla beslenmiş yasak hikayelerini..



Çok güzel görüntüler...
YanıtlaSilBazen başımızın üstünde, bazen sırtımızda yük, bazen örtü; bizi içeride tutan, başka herşeyi de dışarıda.. Bazen de boyumuza eş.. Bilirsin sen de..
YanıtlaSil